Abstract


THE APPROACHES OF THE NEWSPAPERS CUMHURİYET, MİLLİYET AND TERCÜMAN TOWARDS 1960-1980 STUDENT UPHEAVALS

27 Mayıs 1960 Askeri darbesi sonrasında; darbenin kaotik zeminini oluşturmada önemli bir aksiyoner güç olarak ortaya çıkan, ülke gündemine müdahil olmak isteyen ve hemen her konuda fikirlerini kamuoyu ile paylaşan üniversite öğrencileri arasında, 1961 Anayasası’nın sağladığı fikir ve örgütlenme özgürlüğü nedeniyle sosyalist düşünce yaygınlaşmaya başladı. Anayasal güvence şemsiyesi altında hızlı bir örgütlenme faaliyetleri başladı. 1965 yılından itibaren ülkede artan ABD karşıtlığı ve sosyalizm sempatizanlığı 1968 yılında zirveye ulaşır. Başta Fransa olmak üzere Avrupa’daki çeşitli üniversitelerde hemen hemen eşzamanlı başlayan hareketlerden farklı olarak Türkiye’deki olayların ilk başlangıç noktasını, mevcut üniversite sisteminden duyulan hoşnutsuzluk oluştur. Ancak kısa süre sonra, eğitim sistemindeki aksaklıkların giderilmesi yönünde kendilerine verilen sözlerin tutulmaması nedeniyle öğrenciler, ilk önce üniversite ve ülke yönetim anlayışını, daha sonra da ülke idari sistemini sorgulamaya başlamışlardır. Hızla artan ülke için büyük bir sistem değişikliğinin gerekliliği düşüncesi, özellikle sosyalist yönetim tarzına sempati duyan öğrenciler arasında büyük bir devrim yapma inancını geliştirir. Üniversitelerde veya ülke içerisinde gittikçe yükselen sosyalizm dalgasına ideolojik olarak karşı olan öğrencilerde, fikri/ fiili mücadele için kendi aralarında örgütlenmeye başlar. Devrimi gerçekleştirmek için silahlı mücadelenin gerekliliğine inanan ve bu amaç için eğitim almak üzere Filistin’deki Filistin Kurtuluş Örgütü kamplarına dahi giden bu öğrenciler, devrim şartlarını oluşturmak amacıyla kamuoyunda ses getirecek birçok eyleme girişerek kısa sürede aşırı marjinalleşmeye başlarlar. Esasında Türkiye’de 1980 yılına kadar giderek artan ideolojik temelli eylemler, bu dönemde anarşi ve teröre dönüşerek, Türkiye’yi iç savaşın eşiğine getirmiş, Türkiye’de mevcut devlet sisteminin sorgulandığı adeta varoluş kavgasına dönüşmüştür. Toplumun tüm kesimlerinde gözlemlenen bu ideolojik ayrışma, yaşanan olayları objektif bir şekilde aktarma misyonu bulunan ulusal basında da bariz bir şekilde görülmektedir. 1965 yılından itibaren ideolojik kamplaşmada saf tutan gazeteler arasında sol çizgisiyle Cumhuriyet, daha merkezi ve liberal bir konumda olan Milliyet ile sağ kanadın sözcülüğünü yapan Tercüman göze çarpmaktadır.



Keywords

Üniversite, Basın, Terör





References