Bitki körlüğü, insanların bitkileri fark etme ve onların ekosistemlerdeki kritik rollerini anlama konusundaki bilişsel eksikliği olarak tanımlanan, ekolojik farkındalık ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorundur. Bu fenomenin yalnızca algısal bir yanılgı mı olduğu, yoksa sürdürülebilir kalkınma hedeflerine (SKH) ulaşmayı engelleyen yapısal bir sorun mu olduğu tartışmalıdır. Bitkiler; karbon döngüsü, toprak verimliliği, su kaynaklarının yönetimi ve gıda güvenliği gibi alanlarda kritik roller üstlenirken, genellikle çevre politikalarında ve eğitim sistemlerinde arka planda kalmaktadır. Bu çalışma, bitki körlüğünün SKH’lerle ilişkisini analiz ederek, bu algı yanılgısının sürdürülebilir kalkınma sürecinde nasıl bir tehdit oluşturduğunu tartışmaktadır. Özellikle gıda güvenliği (SKH 2), iklim eylemi (SKH 13), karasal yaşamın korunması (SKH 15) ve temiz su yönetimi (SKH 6) gibi hedeflere ulaşmadaki etkileri değerlendirilmiştir. Bulgular, toplumdaki bitkilere yönelik sistematik ilgisizliğin ekolojik okuryazarlığı zayıflattığını, bu durumun ise sürdürülebilirlik politikalarının etkinliğini sınırladığını göstermektedir. Eğitsel ve politik müdahalelerin yetersizliği, flora odaklı koruma stratejilerinin eksik kalmasına neden olmaktadır. Yer temelli eğitim, sürdürülebilir öğrenme ekolojileri ve politika reformları, bitkilerin ekosistem hizmetlerindeki önemini vurgulayan kritik yaklaşımlar olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışma, politika yapıcılar, eğitimciler ve akademisyenler için somut öneriler sunarak bitki körlüğünün azaltılması ve sürdürülebilir kalkınma sürecine entegre edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bitki farkındalığının artırılması, yalnızca çevresel sürdürülebilirlik için değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik için de zorunlu bir adımdır.
Bitki körlüğü, sürdürülebilir kalkınma, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), ekolojik farkındalık, biyoçeşitlilik koruma, çevre eğitimi, sürdürülebilir öğrenme, bitki okuryazarlığı